Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder
Dante gibi ortasındayız ömrün
Delikanlı çağımızdaki cevher
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün
Gözünün yaşına bakmadan gider
Demiş Cahit Sıtkı Tarancı ama Allah’dan onun gibi düşünmuyorum:-)))
Yolun yarısı fikri berbat bir fikir, herhalde sıkıtılı bir zamanında yazmış şair, ben ise hayatı,her yaşı “yaşanılacak, öğrenilecek tatlı ve tuzlular olarak algılıyorum”. Felsefem her zaman pozitif olmaya çalışmak... Hayat bir okul gibi bana göre, güzel günler zaten güzel ama başımıza gelen üzücü nahoş şeyler ise bir sınav bence... İşte işin özü burada, sınavı başarıyla vermek veya verememek... Yani ben başıma gelen üzgün olayları “vah bu benim başıma niye geldi” diyenlerden değilim... Bu tip olaylara sabırla göğüs gerip hakkından gelmeye çalışıyorum, mutlaka bu olayın başıma gelmesinde bir sebep var diye düşünüyorum... (daha doğrusu düşünmeye çalışıyorum) Dönüp baktığımda yaptığım şeylerden duyduğum hiç bir pişmanlık yok, sadece ve sadece olaylardan çıkartılan sonuçlar var. Doğru yaptığım şeyler için kendimle gurur duyarken yaptığım yanlışlardan da ders alıp gelecek için bunları düzeltmeyi felsefe edindim kendime...
Eşimle bir araya gelip dışarı çıktığımızda hep aynı şeyi düşünüyoruz, hala kendimizi üniveriste yıllarımızda olduğu gibi hissediyoruz, Geçenlerde Rahmi Koç’un getirttiği Leonarda da Vinci’nin orijinal tasarımlarını yaptığı makineler sergisi için ODTU’deyiz Eray ile gündüz vakti, şöyle söylüyorum Eray’a “ya etrafımız öğrenci dolu ve biz onlardan en az 15 yaş büyüğüz, ama öyle hissediyormusun peki?” Aynen şöyle cevaplıyor eşim “ Aaaa öylemi o kadar büyük müyüz ya, ben kendimi onlar gibi hissediyorum” Gülmekten yerlere yatıyoruz, insanın gerek aile ortamı gerekse arkadaş çevresi de enerjisini azaltabiliyor veya arttırıyor, Allah’dan benimkisi arttıran cinsten...
Bugün önce anneme babama teşekkür edeceğim bana bu hayatı bahşettikleri için, onlar beni aramadan ben onları arayacağım... Gün içinde bir sürprizim var, kızım koroya seçilmiş, yarın ki öğretmenler günü için minik bir kutlama olacak okulda onu izleyeceğim... Akşama "Kerem Görsev Trio St Petersburg Project" programındayız Caz festivali kapsamında... Çıkışta da bakalım ne sürprizim olacak kocişkomdan!
Şiirle başladık, şiirle bitirelim yine Cahit Sıtkı’dan..
YAŞIM İLERLEDİKÇE
Yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum
Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün
Boş yere üzülmekte mana yok, anlıyorum
Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum
İyi ki doğdum beeennnn!!!!!!!!!!!
23 Kasım 2007 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
iyi ki doğdun canım arkadaşım...
nice nice mutlu yaşalara...
insanı ayakta tutan tam da senin bu söylediğin ah edip vah etmemek.. eldekilerle mutlu olmak ve pozitif olmak... sen hep bunu başardın, 35 den sonra cok daha güzel bir hayat seni bekliyor, bundan eminim..
seni seviyorum...
İyi ki doğdun Naz'ımmmmm
Ne güzel bir yazı bu böyle:)
Ben olsam kör gözüme kör parmak dalardım"Doğum günüm lan bugün benim,kutlayın haddeee!"
Çok tatlısın,çok zarifsin.
Ben de çok seviyorum 35 yaşımı.Hayatı daha anlamlı kılan en güzel çağlarımız.Yaşasınnnnn!!!
Seni hep güzellikler beklesin Naz'ımmm:)))
*****Nice yıllara****
Canımın içi karamelize, hep başardım mı hakkaten ya, bilmem ki??? Her zaman başaramadım ama senin gibi can dostlarım sayesinde toparlandım galiba.... Ben de seni çok seviyorum.
Teşekkürler biyo, en güzel yaşlardayız hala öyle değil mi, bence de....
Yorum Gönder