7 Eylül 2007 Cuma

Üç, iki, bir....



Çok heyecanlıyım çoook.. Kızım bu sene ilkokula başlayacak. Aslında hayatında çocuk olduğu sürece onun her yeni bir şeye başlaması veya öğrenmesi veya bunu sunması ayrı bir heyecan ebeveyn için. Ama bu sefer ki gerçekten bambaşka,şimdiye kadar ki hepsinden farklı vallahi.. Garip bir heyecan yüreğimde acaba nasıl olacak ne yapacak diye...Aslında 3 yaşından beri full time okulda zaten kendisi ama bu sefer ki başka tabii. 40’ar dakikadan günde 8 ders dinleyecek, tuvaletini tamamen kendisi yapacak, yemeğini kendisi yiyecek,ilk kez servise binecek vs.vs.. Aslında % 100 güveniyorum kızıma, tek kafamı kurcalayan konu sabah erken kalkışı olacak zira hayatında 7.00’de kalkmadı benim çocuğum. Bebekliğinde öyle fosur fosur uyurdu ki hani derler ya “ sabah 5’den beri ayaktayız” diye, biz hiç yaşamadık böyle bir şey... Bakalım biyolojik saati nasıl alışacak yeni düzene..

Son günlerde bol bol okul alışverişi yaptık; önlüğü, yazlık-kışlık içliği, soket çorabı, diz altı çorabı, külotlu çorabı, ayakkabısı, spor eşyaları, kırtasiye malzemeleri şeklinde uzayıp giden bir alışveriş. Sanıyorum sonraki senelerde bayacak bu alışveriş ama ilk kez olduğu için çok keyifliydi. Gözlerim dolu dolu oldu okul kıyafetini giyince...Yarın da öğleden sonra velilere ve öğrencilere yönelik bir okul toplantısında olacağız. Kızımızın öğretmeni, sınıf arkadaşları ve anne babaları ile tanışacağız...Okul hakkında ve ilk günlerle ilgili daha detay bilgi alacağız... Çok heyecanlıyız çoook...

Çocuklar gibi şendik!!

Geçen günlerin birinde ağabeylerim ve çocuklar toplanıp Lunapark’a gittik, en son ne zaman gitmiştim oraya bilmiyorum ama en az 20 senesi var.. Allah’ım nasıl eğlendik anlatamam, her yer gibi orası da çok değişmiş... Eski adı ile Gençlik parkı idi, kocaman bir gölet vardı ve anneannem her sene bir Pazar bizi oraya toplar ve hep birlikte sandal sefası yapardık. Hatta çocukluğumda hatırlıyorum Ankara Gençlik Parkı gazinolarında Bülent Ersoy, Zeki Müren filan çıkar ve müthiş sansasyon olurdu Ankara’da...

Şimdi ise sadece lunapark havasında bol bol(adlarına nasıl hitap edilir bulamadım şimdi) eğlence aktiviteleri var,neye bineceğinizi şaşırıyorsunuz.. Tolga ile Zeynep çılgına döndü herhalde 30 kez bir şeylere bindiler, Deniz 3 kez salıncağa bindi, kanoyo çocuk trenine, carousele bindi...


O bunlara binerken aklıma 2005 yılında Mehtap'larla gittiğimiz İstanbul Crocus geldi aklıma...

Tolga’nın ısrarı üzerine çılgın bir trene bindik, kusasım geldi indiğimde-((((

Final kısmı enfesti, 3 araba 2’şerli çarpışan arabalara bindik büyükler ve de çocuklar hep birlikte... Çarptık çarptık birbirimize çocuklar gibi şendik o gece.....

Yeahuuuu Sobelenmişim!

Başlıktan da anlayacağınız üzere bu benim ilk sobelenişim, heyecan dorukta yani... Uzun zamandır bekliyordum kim beni sobeleyecek diye, ne varsa kankamda var aslansın sen....
Gelelim çocuk sitelerine... Bizim de en favori sitelerimizden biri sen de olduğu gibi çocukca Deniz oradaki bellek oyunlarına, yaramaz palyaçoyu boyamaya ve köstebek oyununa bayılıyor. İlave olarak ise söyleyebileceğim siteler şunlar atlıkarınca 'da yine çocukcaya benzer keyifli oyunlar var, geloyun deseniz yine çok zengin bir site, bir de biz arada oyunzap'a takılıyoruz. happykids'de oyunların yanı sıra keyifli İngilizce şarkılar ve de büyüklere yönelik güzel bilgiler var.
Bu arada belki biliyorsunuz, çok sıkı 2 kaynak daha var daha çok ileriki yaşlarda faydalanabileceğimiz; bir tanesi tübitak 'a ait
ki "Bilim Çocuk" ve "Meraklı Minik" kısmına tıklarsanız şimdiden faydalı aktiviteler bulabilirsiniz. Bir de ben dört gözle kızımın bu sene okuma yazma öğrenmesini bekliyorum, o zaman da daha çok national geographic 'e takılacağım.
Karamelize'ye tekrar teşekkürler buradan, bilgiyi paylaştığı ve de paylaşmaya vesile olduğu için... Umarım yazdıklarım da sizlere faydalı olur, sevgiyle kalın.

5 Eylül 2007 Çarşamba

Son 10 gündür yine çok hareketli hayatımız, daha çok çocuk aktiviteleriyle... Zira sevgili yeğenimiz Defne geldi Ankara’ya ilk defa anne babadan ayrı bir şekilde 5 gece. Kızlar anında sıkı fıkı oldular , bir gece dedelerinde bir gece bizde kaldılar, kıkırdayarak uyudular gecenin 12’sinde....

İlk gün hep birlikte kum festivaline gittik, ancak 16 Eylül’de açılacakmış, sadece yapım aşamasındaki heykelleri görebildik. Bir sanat şahaseri gerçekten yapılanlar ve müthiş bir emek....


Bir günümüzü de dedemizin çiftliğinde pikniğe ayırdık, tüm kuzenleri topladık, deliye döndüler hep birlikte... Sonrasında Mesa Plaza’da 30 Ağustos bandosuna takıldık, sonuna yetişebildik ancak bahçeden kopamadığımız için.

Bir gün meşhur film Ratatauille ‘ye gittik, sevimli Küçük Şef’i zledik hep birlikte.. Parkda oynamalar, Burger King’de yemekler, jetonlu oyuncaklar, trombolinde zıplamalar derken geldi geçti 5 gün işte...


Bu arada Deniz’in evde kalmadığı üç akşam, biz de attık kendimizi Ankara mekanlarına.. Çayyolu’nun hatta Ankara’nın gözde mekanlarından California Nissh’de idik bir akşam. Bir akşam leziz yemekleriye meşhur Pepper Mill'de idik yine evimizin yakınında..
Okul öncesi iyi keyif etti bizim kızlar, ikisi de başlıyor bu Pazartesi okula... Sözleştik her yaz tatili ve sömestrde beraberiz Defne ile, bir İstanbul’da bir Ankara’da....