16 Kasım 2008 Pazar

"Mustafa"


Hazır film den konu açılmışken "Mustafa" filmine de değinmeden geçemeyeceğim.Çok yazıldı çok çizildi... Herkes bir şeyler söyledi ama genel teamül hepinizin bildiği üzere negatif yönünde...

Film vizyona girmeden evvel hepimiz çok umutluyduk. Annem sürekli Deniz ile birlikte gitme planları yapıyor idi. İlk hafta sanki pozitif-negatif yarı yarıya gibi idi durum. O hafta kulaklarımı tüm eleştirilere tıkadım, mutlak gitme planları yaptım filme. Ne yani Atatürk'ün içki içtiğini bilmiyor muyduk? Biliyorduk;ee ,film de de değinilmiş işte dedim kendi kendime. Bütün eleştirileri haksız buldum ilk hafta. İkinci haftaya gelince eleştirilere yavaş yavaş hak vermeğe başladım, bu arada Deniz de sürekli tepemde ne zaman gidicez diye, Cuma akşamı eve dönüşte şöyle bir diyalog geçti aramızda:
- Anne bu hafta sonu "Mustafa" ya gidelim m,?
- Deniz'cim ben o filme gitmeli miyiz çok emin değilim, dinlediğim eleştirilere göre Atatürk'ün esas başarılarını dikkate almayıp üstünde hiç durulmaması gereken başka yönleri vurgulanıyormuş dedim onun anlayabileceği bir dille....
- Anne ama sen her zaman bana önyargılı olma demez miydin? Önce kendin deneyip sonra karar vermelisin demiyor muydun? Sen şimdi filmi görmeden konuşuyorsun???

Kala kaldım, haklıydı aslında...

Hafta sonu bakarız diyerek geçiştirdim bu konuyu...

Bu sabah yine açıldı,

-Anne "Mustafa"'ya gidecektik hani?
-Deniz'ciğim anlattım ya emin olamıyorum.

Israrlar ısrarlar....

Peki dedik Eray ile birbirimize baktık, yer bulursak gideriz dedik...Öyle ya neticede ne seyredersek seyredelim kimse bizim fikrimizi değiştiremezdi O'nun hakkında....

10 dakika sonra Deniz şöyle devam etti;

-Anne biliyor musun Atatürk günde tam 3 paket sigara içiyormuş, üstelik bir de koca şişe şarap içiyormuş biliyormusun???

Kafamdan kaynar sular döküldü, belli ki sınıftan filme giden arkadaşlarından duymuştu bu sözleri... Yani çocukların film neticesinde akıllarında kalan 2 cümle buydu!!!

Yok yok olmazdı, ben Cumhuriyet'in aydın yüzü, Atatürk'çü bi çocuk yetiştirmek için çırpınan ben, her ulusal bayramı çocuğuma canlı yaşatmak için bandolara götüren marşları öğretmeğe çalışan ben çocuğumu böyle bir filme götüremezdim.....

Bu Atatürk' e çok büyük bir haksızlık olurdu..............

Eyvah kızım büyüdü!


"High School Musical 3 " filmidir gidiyor bizim evde. Deniz ve bir arkadaşını sinemaya götürme sözüm var idi, onlarda bu filmi seçmişler. Benim hafızamda bu film muhtelif aşkların yaşandığı gençlik filmi olarak kalmış, bundan dolayı hiç kondurmuyorum, Deniz herhalde başka filmden bahsediyor diye düşündüm hep... Her gün Deniz'e soruyorum "kızım Şimal ile konuş, bu film çocuk filmi değil" diyorum ertesi gün yine geliyor "High School Musical 3 'e gidicez di mi anne diye..."

En sonunda Cinebonus'u aradım, film 7+ ve gelenlerin çoğu 7-11 yaş arası imiş. Bir kaç arkadaşını aradım, evet filme giden olmuş, muzur sahneler yokmuş...Allah allah... Neyse, netice itibarı ile Cumartesi günkü muhtelif org, Fransızca kurslarımızı bitirdikten sonra filme vasıl olduk...

Gerçekten de film de herhangi bir muzur sahne yok, film lise son gençlerinin üniversiteye geçiş hazırlıkları, mezuniyet töreni ve yıl sonu müzikalini konu alıyor. İçinde aşk da var tabii ama masumane. Ancak yine de bana bu film benim ortaokul yıllarında bir heves beta video kaset kiralayarak seyrettiğim filmleri hatırlattı. Ben o yıllarda 14-15 yaşında idim, Deniz ise 8..... Nesil farkı dedikleri bu olsa gerek, yaşamaya başladık bile!!!