5 Temmuz 2008 Cumartesi

İlk ayrılış....


Ayrı ilk tatilimiz bu.. Daha önce iş gezisi veya bir kaç günlük kısa tatil için ayrı kaldık ama bu seferki çok başka. Deniz şu anda Zeycan ablasıyla otobüste anneannesinin Bodrum'daki yazlığına gidiyor... 2 hafta boyunca kalacak, sonra biz de umut ediyoruz bir 4-5 günlüğüne gidip kızımızı alıp döneceğiz.

Şubat ayından beri anneannesiyle kendi aralarında program yaptılar, ben tamamen olayın dışında kaldım. Efendim birlikte denize gireceklermiş, zeycan ablası ona kocaman kumdan kaleler yapacakmış, akşamları Akyarlar'a gideceklermiş, bocukdan bilezik kolyeler alacaklarmış mış mış mış... Düne kadar gıkı çıkmadı, sürekli bana bağımsız planlarından bahsetti, vauv yahu benim kızım büyümüş dedim kendi kendime.. Hatta dün takılayım dedim "ya ben sensiz ne yapacağım dedim" ne dese beğenirsiniz, "boşveeeerr anne zaman çabuk geçer sen de keyfine bak ben yokken" nasıl yani???

Amma velakin bu akşam büyü bozuldu, otobüsü saat 23.30 da, saat 20.00 civarı bir baktım ağlıyor ama nasıl ağlamak, yüreğinden yüreğinden, ciğerinden ciğerinden... Sakinleştirmek çok kolay olmadı, kah konuştum, kah oyun oynadık derken evden çıkana kadar ara ara ağladı... Neyse otobüsün orada Zeycan ablası ile karşılaşınca (Deniz e okul sonrası bakan kişi olur kendisi) akan sular durdu. Kakara kikiri yapmaya başladık bir anda ve Deniz ağlama modundan tamamen çıktı ve güzelce sarılıp vedalaştık. Allahtan son karede gülen bir Deniz vardı, yoksa gecem çok kötü geçecekti....

Biz de karı koca bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeğe çalışacağız tabii. Gerçi önümüzdeki 5 gün Eray korkunç yoğun, sabah 6 akşam 9 şeklinde mesaisi... Ben bu arada çat kapı ziyaretler, spontan çarşı keyfi, fitness ve havuz şeklinde takılacağım. Eray biraz rahatlayınca bir 10 gün de bu işin keyfine varacağız gibi gözüküyor her akşam alemde mi olucaz ne???

3 Temmuz 2008 Perşembe

İyi ki doğdun!

Eren'imiz, boncuğumuz iyi ki doğdun!

Herşeyi dün gibi hatırlıyorum. Doğduğu gün hastanede annesinin kucağındaki küçük Koray...

Aşağıda 9 aylık, bir pazar günü kahvaltıdayız...


Asla unutamayacağım 1. yaşgünü... Pek çok çocuğun henüz yürümeğe başladığı ilk doğum gününde Eren dört nola koştu, balonları kovaladı ve hiç unutamayacağım bir şekilde pipetle meyve suyu içti....

Giymeğe doyamadığın Deniz'in prenses terlikleri...2 yaşındasın...



Büyüdükce fiyakan artıyor... 3 yaşında doğum gününde böylesin...

2 Şubat 2006 İstanbul'daki evimizde faaliyet yapıyorsunuz deniz ile...


Mısır patlatma makinesini hayretle seyretmiştiniz:-)))


Bu anı da unutmak ne mümkün? Deniz'in 5. yaşgününde aldığın hediye ütüden kopamadın doğum günü boyunca... (aslında bir de bebekliğinde yer sildiğin resmin vardı ama bulamadım ki:-))



SENİ ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUZ,

1 Temmuz 2008 Salı

Çooookkk özlemişim.....

Kimleri ve neleri????

En başta Eren'imi....

Nesrin ablamın balkonunu ve kahvaltı keyfimizi.....

Ex patronumu, can dostlarımı ve Tuzla'da rakı balık keyfini....

Boğaz'ın güzelliğini.......

Kız kıza kanka muhabbetlerimizi....


Onlar da birbirini çok özlemiş.....


Ya çocuklar? Delirdiler birbirlerini görünce....


Hele Eren ve Deniz.... Kopamadılar 3 gün boyunca....






İşte böyle hızlı bir 3 gün geçirdik İstanbul'da... Cuma günü iş ziyareti, akşamında Bağdat caddesi keyfi, cumartesi istinye Park, Mehtap'ımın evinde enfes ikindi krepi, akşamında Tuzla'da balık keyfi, pazar boğazda uzzzuuun enfes bir brunch, öğleden sonra Meydan ve İkea ziyaretleri ve alışverişi derken ver elini Ankara....

İstanbul'un havası, boğazın keyfi, dostlarla külli muhabbbet yine iyi geldi bana, şimdi dört gözle kankalarımızın geleceği 24 Temmuz hafta sonunu bekliyorum... Hay Allah bir heyecan sardı beni, İstanbul'lulara da ankara nasıl beğendirilir ki???