26 Şubat 2009 Perşembe

Deniz uyurken....

En favori resmim; Deniz 6 aylık, bir uyanma sahnesi...



Deniz 10 aylık...



Deniz 11 aylık...





Deniz tam 1 yaş 10 günlük... çok sıcak bir günde küt diye salonun ortasında bayılmıştı (yani uyumuştu :-))



Deniz 1,5 yaşında...



Burada artık 2 yaşında...



Deniz 3 yaşında, Marmaris de Turunç adasında... O uyurken biz denize girmiştik.. Ron'larla beraberiz...


Begüm'ün düğününde gece iki sandalyeyi birleştirerek uyuduğu an, saat gece 1'den sonra...



Bu iki resimde 5 yaşında, yatağını büyüttüğümüz ilk günler, düştü düşecek:-)))




Deniz 5,5 yaşında, salonun kotuğunda sızmış...



Ankara'ya taşındık Aralık 2006 da.. aşağıdaki resim 2007 Ocak başı... Deniz Zeynep ablası ile yatakta resim yaparken pat diye düştü ve kolunu kırdı...Kolu alçıda...



Meşhur uyku arkadaşı Mini ve Mexx. Mex Köksal toptan anaokulunda iken İngilizce dersinin kahramanı, ayda bir çocukların evine geliyor, bizle yemek yiyor, Deniz ile uyuyordu... Deniz dört gözle beklerdi Mexx'i....(2007 Mart)



Veee şu anda Deniz... Hala üstü açık uyuyor...

23 Şubat 2009 Pazartesi

Karın güzelliği....

Şu anda bizim manzaramız böyle...


















maalesef salepimiz yok bu sefer, ama enfes kırmızı şarabımız var...




















ya yarın?? Aaammman koyuver gitsin.... Sabah ola hayrola:-))))

Deniz ve Frida

Geçen haftam berbat geçti, bir yandan her akşam laptopumla eve gelip, 2007 2008 satın almalarıyla ilgili raporlar düzenlemekle uğraştım, bir yandan da hatta daha da önemlisi Deniz'in başına gelen korkusuyla mücadele ettim :-(((((

Geçtiğimiz pazar akşamı Deniz Salı günü sunulmak üzere bir performans ödevi olduğunu söyledi. Konu şu: bilim, sanat veya edebiyat alanlarında topluma mal olmuş bir kişinin hayatı, çocukluğu hakkında bilgi edinip, sınıfta sunum yapacaktı. Hem intenetden hem ansiklopediden araştırdık, kendisinin Picasso, Sabiha Gökçen, İbni Sina, Edison, Einstein hakkında bilgi edinmesini sağladım. Kendisi Edison'u seçti, çok güzel anladı ve yazdı...

pazartesi bir telaş eve geldi, "anne Yağmur Frida'yı yapacakmış, öğrenmek istiyorum, google açalım dedi.." Ben tabii ki müthiş bir keyifle bu talebe hemen cevap verdim, açtım google'ı yazdım Frida'yı, çıktı karşıma 2 resmi... Filmine gittiğimden dolayı hayatını çok iyi bilirim frida'nın başladım anlatmaya... Bu arada Deniz başladı feryat figan "anne bu resmi kapa, korkuyorum" diye ağlamaya... Hilafsız yarım saat ağladı, zor sakinleştirdim.... Gece birlikte uyuduk....

Salı günü akşamı eve girmeden başladı ağlamaya, eve girmek istemiyorum, tek başıma yatmak istemiyorum diye... Tek başına bile kalmaya başlayan kızımı bir korku sardı, evde odadan odaya gidemez duruma geldi... Müthiş canım sıkıldı, salı ve çarşamba akşamı da birlikte yattık, evde yapış yapış yaşadık....

En sonunda perşembe günü okulun pedagogunu aradım, anlattım, kendisi konuşup dönüş yapacağını söyledi... 1 saat sonra döndü, Deniz ile sohbet etmiş, kendisine korkunun normal bir duygu olduğunu, zaman zaman biz büyüklerin bile bu tip korkuları olabileceğini ancak olumlu düşüncelerimizle bunu kendisinin aşması gerektğini söylemiş. Bana da aynı şeyleri evde söylememi, çok kronik olmadıkca birikte yatmamamızı ancak onu uyumadan önce rahatlatmamızı salık verdi. Örneğin istediği her oyuncağı yanına almasını, istiyorsa sabaha kadar ışıkla uyumasını, hafif müzikle uyuması vs vs... Maalesef 4. gece de birlikte yattık, ancak cuma sabah o akşam için kendi yatağında yatacağı sözü aldım....

Cuma annemde balık muhabbetinde toplandık ailecek, Deniz orada saat 10.00da çantasından ayısını çıkarıp "ben bu gece burada yatıcam" dedi... Resmen kaçış için planını yapmış idi. Oradayken anneannesiyle yatıyor ya hep, garantiye almıştı kendini yine... Müthiş bir korku sardı beni, eyvah bu korku geçmeyecek diye...

Canım sıkkın döndüm eve o akşam....

Cumartesi Fransızcadan çıkıp anneme gittim, bütün gün bir aktiviteler, akşam da bir arkadaşlarımızda idik, eve gece 12.30 gibi döndük. Uyku sersemi yattı yatağında mışıl mışıl uyudu, oh bende rahatladım.

Dün biraz mızıkladı amma kendi uyudu, gece kabusla uyandı, sabaha kadar beraber uyuduk yine...

Bu arada kendisine odasında bir değişiklik, bir sürpriz yapalım dedik, bu eve taşınınca kurmadığımız bir müzik setimiz var idi, onu kurduk, kıtibiyoz kaset çalarından kurtulduk...

Bir de kendisine "baby Einstein" serisinden "Lullaby Classics" bir CD aldım, çok keyiflendi... Çoğunuz bilir, klasik müziklerdn seçmelerden oluşan CD bu seri, çocuklar hatta bebekler için özel hazrılanmış... Nispeten daha rahat uyudu bu akşam... Umut ediyorum bu geceyi rahat geçirecek...

Ah dahi Frida ah, o kalın birleşik kaşların ve de bıyığın mahvetti bizim gecelerimizi... Deniz'in neden korktuğunu merak edenler açsın google'ı yazsın Frida'yı ve görsün... Çocukların hayal dünyalarında neler oluyor neler....

NOT: Deniz sunumundan 100 aldı.Dünkü doğum gününde anladığım kadarıyla pek 100 yok:)tabii ki benim için önemli olan 100 değil, bir an evvel şu korkunun hayatımızdan çıkması....