10 Ocak 2009 Cumartesi

Deniz'in Sınıfı

Deniz'in sınıfına uğradım geçtiğimiz hafta sonların birinde...

Panoların birinde Ay'ın Kitabı asılmış. Aralık ayının kitabı arkadaş yayınevi'nden çıkan çocuk serisi kitaplarından biri. Serinin hepsi birbirinden güzel, özellikle 2. ve 3. sınıflar için uygun. Dili ve yazı fontu tam bu yaş çocuklara göre...



Deniz'in okulunda çocuklara ilk 3 sene hedef olarak öğrettikleri şey okuma alışkanlığı. Müthiş bir teşvik var bu anlamda. Daha öncede yazmıştım; 2003 yılından beri her gün 10 dakika en üst düzeyden en alt kadameye kadar herkes kitap okuyor, bu saatlerde telefonlar kapanıyor, ziyaretci kabul edilmiyor.

Geçen sene kartonlardan balıkları var idi panoda, okunan her kitap için balıklarına bir pul ekleniyordu...

bu sene tırtılları var sınıfta, mesela 10 kitap bitiren kırmızı boğumdan yeşile geçiyor. Basamak basamak yükseliyor boğum atladıkça, sonraki boğuma geçmek için 15 kitap okumak gerek gibi...



Bu da Fransızca panoları, günler, öğrendikleri muhtelif kelimeler resimleriyle asılı.



Bir duvarda Güzel Okuma, Yazma ve Dinleme'ye ilişkin kuralların olduğu yazılar var..



ve 2 köşede Ata'm var...




İlkokul 2'ye dönmek istedim...

9 Ocak 2009 Cuma

Fransız mutfağından...

Geçen hafta sonu Cuma akşamı sevgili Noelle'lere davetli idik. Yılbaşı akşamı beceremediğimiz buluşma organizasyonu için toplanmıştık.

Çok değişik bir yemek yedik, aynı şekilde sunum da bir o kadar değişikti....

Fransız mutfağından orjinal bir yemek yapmıştı Noelle bize; tam tarifi olmadığı için detay veremeyeceğim ama kabaca şöyle : 3 çeşit balık; mezgit, somon ve sanıyorum istakozu ayrı ayrı pişirmiş Noelle. Sonrasında pırasayı da ayrı pişirip (sadece yağda çevirerek) hepsini karıştırmış.. Üzerine beşamel sos hazırlamış. Hımmm nefis bir lezzet çıkmıştı ortaya, doğrusu ilk duyduğunuzda pırasa ve balığı bağdaştıramıyorsunuz ama enfes bir kombinasyon...

Noelle bu karışımı midye tabaklara bölüştürerek fırına verdi. Üzerine Knorr pane harcı (ne alaka?)serpti....



Gerçekten nefis bir lezzet çıktı ortaya, değişik tadları sevenler denesin derim..

6 Ocak 2009 Salı

Ankara'da kar...

3 Ocak cumartesi günü evimizden manzara böyle idi....



Yılbaşı akşamı

Her ne kadar umutsuz da girsek yeni yıla, yılbaşı akşamını yazmadan olmaz. ne de olsa bu blog öncelikle kızım için var....

Güzel bir yılbaşı soframız var idi...

Aile olmak ne güzel... İyi günde kötü günde birlikte olabilmek...

Kopan parçalardan sonra birbirine daha çok kenetlenmek...

Çocuklarımıza bunun önemini ve mutluluğunu tatdırabilmek...

Çocukların dört gözle beklediği an, hediyeleşmek...

Tombalasız yılbaşı olur mu?

"10, 9,8, 7 yapcam anne, uyusam da uyandır beni" diyen kuzumun hali...


İşte yılbaşımız böyle idi...

Umut?

Keyifli, umut dolu girdik yeni yıla...

2009 için umudumuz aldığımız haberlerle her gün biraz daha sönüyor.

Öncelikle mezun olduğum üniversitemde okuyan pırıl pırıl 7 gencin doğalgazdan ölümü...

Derken her geçen gün şiddetleşen İsrail'in Gazze işgali...

Bitmek tükenmek bilmeyen kriz haberleri...

Rusya'nın önce Ukrayna sonra Avrupa'ya yönelik gazı kesimi...

İyi bir yıl? Umut? Mutluluk? Ben şimdiden ümidimi kaybettim..