6 Ocak 2008 Pazar

2007'den 2008'e.....

Hani seneyi devirdik ya, geriye dönüp bir analiz yapayım dedim 2007'ye dair....
19 Aralık 2006 taşınma günüm, 9 senelik İstabul yaşantımdan Ankara'ya dönüşüm... Kolay mı oldu, hayır inanılmaz sancılı oldu. 9 senedir çalıştığım işimi, can dostlarımı bıraktım geldim buraya, kalbimin yarısı kaldı orada hala.... Pişmanmıyım? Asla, kanım canım ailem burada, güzel bir yaşam da kurduk burada ama dediğim gibi özlem çok... Ama şundan da çok eminim 2008 çok daha güzel geçecek...

Evet başa dönelim, 16 Aralık'da taşındık, taşınmadan bir kaç gün önce Deniz ile İstanbul'daki evimizde böyle kutulama yapıyorduk biz...


Haa unuttum bu arada aslında eşim Haziran'da geldi Ankara'ya ben ise Aralık'da.. Şirketimiz başka bir gruba satılınca eski patronlarımız rica etti benden yeni birini yetiştirip öyle ayrılmam için.

Neyse taşındık derken yeni yıl geldi, ağabeylerimin 25 kişilik grubu ile şu Arcadium'daki meşhur Kırmızı'da idik ve inanılmaz eğlendik saat sabah 4'e kadar. Üstelik Deniz de bizden aşağı kalmadı ve işte tüm gece böyle eğlendi dans ederek.






















Babası içkiden sarhoş, kızımız eğlenceden....

















O geceye ait kötü bir anı olarak bu resim kaldı elimizde. Çok sevdiğim canım ağabeyim ve eşi boşandılar Haziran'da... İkisi ile de ayrı ayrı görüşüyoruz şimdi; 2007 yılının en kötü olayı idi bizim için...

















Çok sevgili yeğenimiz Tolga'da haftanın yarısı annede, yarısı babada yaşıyor şimdi:-((((( Bu resimde geçen seneki yılbaşı gecesine ait...


Yılbaşının hemen ertesi bayram idi geçen sene, can dostlarımız Mehtap'lar geldi Eskişehir'den ... Kısacık zaman sığdırılmış dedikodular, kikirdemelerle geçirdik bir kaç günü...

Hemen ertesi günü hiç unutmuyorum, Handan^dayız; Deniz Zeynep ablası ile yatakta resim yaparken düştü ve sağ kolu alçıya alındı!


Dolayısıyla Şubat ayını Deniz'e endeksli evde ve sinemalarda geçirdik. Bu arada ben Alman bir firmanın distribütörlüğünü alıp home-office bir iş kurdum. Böylece şehir değişikliği bunalımını yaşamadan atlattım.. Hem de komik bir şekilde 9 sene satın alma müdürlüğü yaptığım şirketime mal satan firmanın aracısı oldum. Düşünüce çok komik geliyor hala....

Bu anlamda hemen hemen her 1,5 ayda bir İstanbul'a gittim, hem eski firmamı ziyaret ettim,hem bu işi geliştirme adına çaba harcadım, hem de dostlarımla hasret gidermeye çalıştım...

Şubat ayında 88 yaşındaki babaannem çok kritik bir Bypass geçirdi, nekahet devresi yaklaşık 3 ay sürdü, biraz sıkıntılı günler yaşadık ama şimdi dimdik ayakta....

Mart ayına kadar kızımla bol bol hasret giderdik, doyasıya yaşayamadığımz 6 senenin acısını çıkarttık. Geç saatlere kadar uyuduk, anneannemizle, dayılarımızla, dedemizle 9 senenin hasretini giderdik, çocuk filmlerini ve tiyatrolarını kaçırmadık, kuğulu parka gidip kuğulara ekmek attık. Mart başında biraz daha düzenli hayata adım atalım dedik ve Deniz ana sınıfına başladı...

Nisan itibarı ile blog açtığım için yılın detayları zaten blogda ama kısaca tekrar bahsedeyim, Nisan ayı annemin sergisi ile koşturmaca şeklinde idi..

Bu arada Ankara'da susuzluk başladı, Allah'a şükür yeterli depoyla bu sıkıntıdan yırttık ama bloğumda da yazdığım gibi hala 1 adet yumurta kaynattığım suyu bile dökmeyen bir kadın oldum ben...

Ben home office iş sahibi, eşim de serbest olunca gündüzlerin tadını çıkardık, avare avare dolaştık, genç turkcell sinema senaslarını kaçırmadık, bol bol tiyatro ve operaya gittik, Cem Yılmaz'ı, Ferhat Göçer'i, Chic Korea'yı kaçırmadık...El ele dolaştık üniverite yıllarımızda dolaştığımız sokakları...

Derken yaz geldi, Bodrum-Şirince Fethiye turu yaptık detayların hepsi bloğumda...

İzmir'de görümcemin evinde bir aile krizi yaşadık, 2007 senesine ait hatırlamak istemediğim bir nokta oldu bu da...

Temmuz ayında ise toplum olarak vurucu darbeyi aldık ayın 22'sinde... Biz aydınlar senelerdeir uyurken onlar çalıştılar ve başardılar, diyecek laf yok boynumuz büküğüz şu anda; ve de yine biz aydınlar uyuyoruz onlar ise daha da fazla çalışıyorlar... Sonumuz, çocuklarımızın geleceği Allah kerim, çok umutsuzum ben...

Eylül ayı da çok önemli bizim için zira kızım ilkokul 1. sınıfa başladı. Çok ama çok istediğim okul denk düştü, çok mutluyuz ve keyifliyiz...Aralık başı itibarı ile okumaya başladı; tabii ki akıcı değil heceleyerek ama gayet iyi gidiyor...

Geldi aralık 20, çok sevdiğimiz bir arkadaşımızı kaybettik acısı hala yüreğimizde...

Yılbaşından bir gün önce patlayan bir aile krizi; hala üstesinden gelemedik, aile içinde keyfimiz çok kaçık aslında...

İşte böyle acısıyla tatlısıyla bir yıl daha geçti... Ama 2008'e çok hızlı başladım, benim için çok değişik, yeniliklerle dolu, bol koşturmacalı bir yıl olacak. Niye mi? E onu da yarın öbür gün yazıcam, çok uykum geldi haydi iyi geceler...

11 yorum:

Zamandan Sızan dedi ki...

SEVGİLİ NAZ..
NE KADAR SAMİMİ YAZMIŞSIN AİLE KRİZLERİNE KADAR.. YÜZÜNDEKİ GÜLÜMSEME EKSİLMESİN HİÇ.. EMİNİM 2008 OLAGANÜSTÜ OLACAK.. ;)

PERİLİ KÖŞK dedi ki...

benim de ağabeyim ayrılmak üzere direkten döndü,dilekçeler bile verilmişti...
yaşam bizlere herzaman gülücükler vermiyor ne yazık,her zaman atlatabileceğimiz dertlerimiz olur inşallah...
sana da bol hareketli günler görünüyor gerçekten...

Nazkız dedi ki...

sevgili Kıymet, bu blogdaki amaç kızıma bir hatıra ya o yüzden galiba duygularımı tüm samimiyetimle yazabiliyorum...

İyi dileklerin için teşekkürler...

Nazkız dedi ki...

Haklısın perili köşk, yaşam inişli çıkışlı, acılı tatlı, gülmeli ağlamalı; tüm tezat duyguları içinde barındırıyor.

Ama dediğin çok doğru, inşallah her zaman atlatabildiğimiz dertlerimiz olsun... Sağlıklı geçirdiğimiz her gün için de şükretmeliyiz Tanrıya....

karamelize dedi ki...

ayy nazlimo, taşınmayla başlaman deli etti beni valla... unutmak istediğim günler benim bunlar...:(
ilk biz taşınıyoruz dediğin gün sabaha kadar uyayamamıştım, gittiğin gün de ağlamakdan gözlerim şişmişti, şimdi bu taşınma karesiyle nüksetti herşey..:(((
tabi bu arada, senin gider gitmez yaptığın aleme de gıcık olduğumu hatırladım şimdi..:)))))

kedi dedi ki...

Naz'ım ne hafıza!
Ben bu yıl nasıl geçti desen gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi kalakalırım.Ya iyi bi düşünecem yada kocama soracam."Ya mart diyo,biz martta ne yaptıydık "diye:)
Yine de güzel yılmış be Naz'ım.Bide ayrılmasalardı,ne yakışıyorlarmış oysa.
Sanki birleşecekler gibi hissettim birden.
İşallah olur ve sen gelip"aptala malum oldu Biyo,birleştiler"dersin.
Yuvalar dağılmasın diye aptal olaya razıyım.

Ağlayacam yaa ne fedakarım anasını satiimmm ;))))))

Nazkız dedi ki...

canım karamelizem ya, bende geriye dönük anıları yazarken gözyaşları süzülüyor yanağımdan, ne yapalım kader demekten öteye gidemiyoruz...

Bu arada o geceye gıcık olduğunu daha önce söylememiştin bana, itiraf.com yazısı gibi oldu valla:-))))

Nazkız dedi ki...

Aslında iyi bir hafızam yok ama iyi bir resim arşivim var, o anlamda geçen yılın resimlerine şöyle bir göz attım yazmadan önce..

Ah be biyo, bir birleşseler neler yaparım blog aleminden ama hiç ihtimal yok gibi valla:-(((

Deniz dedi ki...

Nazkızcığım, içten anlatımınla ailenizde bir yılın özetini geçirdim zihnimden. Ne kadar doğal ve ne kadar abartısız yazmışsın. Senin güzel güler yüzün ve her ne kadar yakından tanımasam da güçlü olduğunu düşündüğüm duruşunla her türlü olumsuzluğun üstesinden geleceğine eminim. Ben de böyle bir yazı yazmak istemiştim ay ay... Fakat hafızam seninki kadar kuvvetli değil. B12 eksikiliği değil, sende fazlalığı var, kutlarım :) Ben en çok eşinle el ele, üniversite yıllarındaki gibi yürüdüğünüzü anlattığın o serbest günlere özendim. Güzeller güzeli, şirinler şirini kızın ve sevgili eşinle huzurlu, bol gezmeli, sağlıklı, eğlenceli ve dolu dolu şahane bir yıl geçirmenizi tüm kalbimle dilerim. Seni koşturtacak şey ne zaman hayata geçecekti, konuşmuştuk ama unuttum :) Seni koşmaya başlamadan görebilmek için sordum :) Sevgiler, görüşmek üzere...

Nazkız dedi ki...

Deniz'ciğim, güçlülüğümle ilgili yazdıkların beni ne kadar rahatlattı bilemzsin.. Evet ya öyleyim ben hakikaten... Bu arada özendiğin o günlerde çok yakında tarih olacak, tüm detayları yazdım bile...

Ben de çok istiyorum görüşmeyi, haftaya organize olalım, mail atacağım.. sevgiler

Adsız dedi ki...

bence çok saçma çünkü hiç okumadım ama hadi kalbiniz kırılmasın eğlenceli ve çok güzel diyelim by by by by by ben gittim ayrıca kendime bayan arkadaş arıyom