24 Mart 2009 Salı

Son izlediğim filmler, okuduğum kitaplar....



Hindistan'ın varoşlarında geçen ve milyoner olma hevesiyle bir yarışma ile kurgulanan, içinde aşkı, insanlığı yanında kötülüğü barındıran bir hikaye bu... Dahası filmde geçen varoşlarda büyüyen o iki çocuğun şimdiki hayata nasıl adapte olabildikleri konusu benim için ayrıca merak konusu.... Bu iki zıt hayatı bakalım nasıl harmanlayacaklar gelecek hayatlarında?

Bana göre enaz Slumdog Millionaire kadar keyifle seyrettiğim Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi..

Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi’nin ortaya çıkışı 1920’lerde ünlü Amerikalı yazar Mark Twain’in “80 yaşında doğup yavaş yavaş 18’imize doğru ilerlesek hayat sonsuz mutluluk olurdu” sözüne dayanıyor imiş... Bu sözü inanılmaz bir şekilde kurgulayıp senaryo haline getiren, imkansızı sanki hayatın akışı içinde doğal bir süreçmiş gibi anlatan çok ama çok hoş bir film bu... sadece görsel efektde oscar alması ise hayal kırıklığı....

biraz da son okuduğum kitaplara gelelim... Çok ama çok keyifle okudum "Türk sevgili" yi. Puerto rico'lu esmeralda ile yaşça kendisinden büyük Türk Ulvi arasında geçiyor bu aşk hikayesi.. Aşkın mantığın önüne geçtiği bu fırtınalı ilişki sonunda mantık galip gelip yaşadığı deneyimlerle yeniden bir insanın doğuşunu anlatıyor. Kitabı buradan alabilirsiniz.

İkinci okuduğum kitap "Mürekkep Yürek" 3'lü serinin birinci kitabı bu, filme de uyarlandı ve Ocak ayında gösterime girdi. Amerika da fantastik kitaplar listesinde aylarca liste başında kaldı ancak ülkemizde maalesef çok popüler olamadı. Okuması çok keyifli, gerek gençler gerekse büyükler zevkle okuyabilir, üçlemin diğer iki kitabı da Mürekkep Ölüm ve Mürekkep Dünya... Üçleme Arkadaş yayınevi'nden....

Sırada hafta sonu fuardan aldığım Cüneyt Arcayürek'in "Atatürk'den Sonra Bugünlere Nasıl Geldik" ve çok merak ettiğim Mehmet başaran'ın "Köy Enstitüleri" var...

Hiç yorum yok: