17 Ekim 2007 Çarşamba

Avare idim Ankara sokaklarında bugün....



Ne alaka bu müzik diyeceksiniz, alaka şu ki bugün öyle aylak aylak gezindim ki sonra da aklma takıldı işte... Girdim youtube'e, yükledim Raj kapoor'un "Awara" sını...

Hadi anlatayım size bugünümü, sabahdan home-office işlerimi organize edip, laptopumu da her ihtimala karşı yanıma alıp çıktım evden saat 10.30'da..

Ankara'ya geldiğimden beri daha yaya olarak dolaşmadım Kızılay sokaklarında... Hani Fransızca'ya başladım ya, kitap almam lazım, gidip D&R'dan baktım 65.-YTL, verirmiyim; hemen fotokopisini bulmam lazım, onun için de Kızılay'a gitmem lazım.. Aslında korsan kitaplara her zaman çok karşıyım, kitap alırken asla korsan almıyorum ama bu durum başka tabii.. (Yani fotokopi kullanarak esasında yerli malı kullanmış oldum) Dolayısıyla son 15 senedir inmediğim Kızılay'a indim bugün, hem de son 15 senedir binmediğim belediye otobüsüne ile... Başıma bela mı alayım Kızılay'da otopark arayacağım diye, hem de dedim ya avarelik yapıcam; işte ondan atladım otobüse... Vallahi arabaya binmem bir daha öyle rahat gittim o kadar olur yani...

Daldım Kızılay'ın ara sokaklarına, Konur sokak, Selanik hep aynı, yani aynı derken yeme içme yerleri ve mağazalar değişmiş ama konsept aynı.. Bu sokaklara gidince yaş ortalaması 15-22 arasındadır, tam bir öğrenci mekanlarıdır buralar. Envai çeşit dersane, büfe, fast food, cafeler ve envai çeşit kitabevi bulunur. İstediği kadar D & R'lar, Remzi'ler şıkır şıkır kitabevleri açadursunlar, benim favori kitapçım Dost Kitabevi'dir her zaman. Bimiyorum ki Ankara'lı olup da Dost Kitabevi'ne girmeyen varmıdır? Oradaki tasnifi,düzeni vallahi hiç bir kitapçıda bulamıyorum ben. Tabii diğer kitapçıları da unutmamak lazım, İmge, Turhan'da yabana atılır değil, hepsine girdim tek tek bugün, "en çok satanlar" ı karıştırdım, çocuk kitaplarını inceledim kızıma ne almalıyım diye...

Daha sonra annemi aradım, Allah'ım ne güzel duygu, çat kapı "anneeee karnım aç yemeğe geliyorum" diyebiliyorum artık bir telefonla.. Avare avare Kızılay'dan Küçükesat'a yürüdüm, hava tam bir ılık sonbahar günü idi bugün...Annemle öpüş koklaş, külli muhabbet derken 2 saat takıldım orada. Sonrasında yine Kızılay'a yürüyüş, otobüse biniş ve doğru Deniz'in okuluna.. Anneme yaptığım sürprizden sonra bir sürprizde kızıma yapmalıyım, tenefüste yakalayıp çıkışta onun servisine binerek ikimiz dönmeliyiz eve diyerek plan yaptım...Şok geçirdi beni görünce, atladı boynuma, oh şimdi de kızımla öpüş koklaş.. Son 1 saati vardı Deniz'in, o sınıfa koştu ben onların kütüphanesine, gazete okuma işini de bitirdim orada..

Sonrasında kızımın servisi ile eve dönüş ama kafam şişti valla, bir daha binermiyim bilmem:-)))

İşte böyle avare idim Ankara sokaklarında bugün....

1 yorum:

kedi dedi ki...

Ohh ne iyi oldu Nazcım senin peşine takılıp avare avare Ankara sokaklarında dolaşmak.
Sanalda olsa :(idare etti:)
En son Ankara'ya ablamla gittiğimizde ne hayallerimiz vardı,tabanlarımız patlayana kadar her yerini tavaf edecek,yeni yapılmış binalar,metrolar,duraklar,el değiştirmiş dükkanlar,çantacının yerine açılmış lokantalara falan bakıp köyden indim şehre Kezbanları gibi "Anaaaa Angaraya bah Angarayaaa"diyecektik.Ama elimizde olmayan sebeplerden dolayı(2 bebe+3 bebe+anne+kızkardeş+hatır koyan bi dayı+aman terörist saldırı felan olur çok dolaşmayın bak diyen bi koca)hayallerimizin sadece sakaryada midye yeme,dosta uğrayıp herşeye elimizi atma,AST önüne gidip kapalı kapısının önünde eski tiyatro günlerimi yad etme bölümünde bıraktık ve ışık hızıyla eve ışınlandık.

Ya bide sakaryadaki şu meşhur çay ocağı taşınmış dediler,manavOlmuş:(
şok oldum.Tarif ettiler gidemedimde.Ne günlerimiz geçti o izbe,sigara dumanı dolu ama çayı nefis ocakta hey gidi günler heyyyy..Ahhh ah.Bir zamanlar gençtik bea!
Naz kızım ver bastonumu gidem ben yavrıım.Anam anam belim belim belimmmm,galkamadım yerimden dizler gitmiş beaa